HUKUKÇULAR GÖRSÜN TÜRÜNDEN FİLMLER
Merhaba taze hukukçu! 4 yıllık lisans eğitiminde tuğla gibi kitaplarla, minicik yazılmış binlerce maddeden oluşan kanunlarla ve sayfa sayfa ders notlarıyla boğuşurken biraz kafa dinlemek istersen bu liste çok işine yarayacak. Senin için hayatın içindeki ‘yaşayan hukuk’ hakkında fikir edinebileceğin, yaşanan olaylara hukukçu gözüyle bakabilmene yardımcı olacak, klasik filmlerin yanında gölgede kalmış filmleri de bir araya toplamaya çalıştık.
1. THE ATTORNEY (AVUKAT)
Para kazanmak ve ailesine iyi bir yaşam sunmak dışında başka bir derdi olmayan bir avukat, bakış açısını değiştirecek olaylarla karşı karşıya kalır. Bundan sonra çocuklarının daha iyi bir dünyada yaşaması için sonucu ne olursa olsun doğruları savunmak, ilk hedefi olmuştur. Önüne koyulan tüm engellerle tek başına mücadele etmesini, adaletsizlere karşı adaleti dik bir duruşla savunmasını hayranlıkla izleyeceğinize eminiz. ‘Ben olsaydım ne yapardım?’ diye düşünmekten kendinizi alamayacağınız muhteşem bir film.
‘’Gösteri yapanlar ceza alıyor, peki gösteriye sebep olanlara noluyor?’’
IMDB: 7,7
2. JUDGMENT AT NUREMBERG (Nuremberg Duruşması)
İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan gerçek olayları konu alır. Nazi rejimi döneminde yaptıkları insanlık suçlarının görüşülmesi için mahkemeye çıkan 4 hakim, dönemin meşhur kurumu Nuremberg Mahkemeleri’nde yargılanmaktadır. Mahkeme esnasında ortaya çıkan kirli çamaşırlar hem kurumların hem de insanların güvenilirliğini sarsacak cinstendir.
Son derece objektif bir dille işlenen film, adaletin vicdanlarda olduğunu çok güzel bir şekilde gözler önüne seriyor. Filmin sonunda çok şey öğrenecek ve çok şaşıracaksınız. Kafanızda cevaplayamadığınız yüzlerce soruya cevap bulacağınız; izleyen herkesin mahkeme, adil yargılama, adalet sisteminin işleyişi, kısacası hukuk kavramına bakış açısının değişeceği bir başyapıttır.
‘’İnsanlık suçunu işleyenler kadar o suça göz yuman dünya da suçludur; sessiz kalmak suça ortak olmaktır.’’
IMDB: 8.2
3. MA’ ROSA
Kıyıda köşede kalmış, anlamlı bir film. Dört çocuk annesi Rosa ve eşi Nestor’un geçimlerini sağlamak amacıyla illegal işlere bulaşması ve ardından gelişen olayları konu alıyor. Geri kalmış bir ülkede hayatın nasıl olduğunu, halkın sefaletini, polisin yozlaşmışlığını çok çıplak ve çok gerçek bir şekilde gösteren, belgesel tadında bir film.
IMDB: 6.9
.jpg)
4. PHALEDELPHİA
İşinde başarılı, eşcinsel bir avukatın AIDS virüsü taşıdığı fark edilir ve sudan sebeplerle işine son verilir. Uğradığı haksızlıklarla savaşmaya karar veren avukat, şirketi ve patronu aleyhine dava açmaya karar verir. Böylece AIDS kurbanı bir insanın toplum içindeki yerini sorgulayan bir dava başlamış olur. Film, ilginç konusunun yanında oyuncularıyla da enfes bir seyir keyfi yaşatıyor. Hukuk vizyonunuza ciddi katkıları olabilecek, muhteşem bir film.
‘’Tuhaf bulduk. Bu ülkede en basit şekilde zavallı olarak gördük böyle insanları. Asıl zavallının kim olduğunu bilmeden belki de.’’
IMDB: 7.7
5. THE DEVİL’S ADVOCATE (Şeytan’ın Avukatı)
Film başarılı bir avukat olan Kevin Lomax ve onun zengin bir iş adamı olan John Milton ile tanıştıktan sonra garipleşen hayatını konu alır. Avukat Kevin Lomax, işinde başarılı olmayı o kadar ciddiye alır ki müvekkillerinin suçlu olduğunu bilse dahi onları adaletin elinden kurtarmayı başarır. John Milton adında zengin bir iş adamı ile tanıştıktan sonra New York'a yerleşir ve olaylar gelişir.
Filmi hayali iki bölüme ayırmak daha doğru olacaktır. Birinci bölüm, klasik mahkeme salonları ve onların perde arkasında geçen olayları kapsar. İkinci bölüm ise gizemli ve bol gerilimli sahnelerden oluşuyor, sürpriz finali ise cabası. Hukuka dair birazcık da olsa ilgisi olanların mutlaka izlenmesi gereken bir film.
“Cennette hizmet etmektense cehennemde hükmetmeyi tercih ederim.”
IMDB: 7.5
6. PRIMAL FEAR (İLK KORKU)
Film, öldürülen bir başrahibin cinayetini konu alır. Cinayet zanlısı olarak gözaltına alınan Aaron'ın avukatlığını deneyimli Avukat Martin Vail üstlenir. Vail, Aaron'ın masum olduğunu düşünür ve yeni kanıtların izini sürer. Film boyunca Aaron’un masumluğunu sorgularken suçlu ve suçsuz ayrımının ne kadar zor olduğunu bir kez daha fark edeceksiniz. Sürekli düşündüren ve ters köşeye yatıran, bu süper ötesi filmi uzunca bir süre aklınızdan çıkartamayacaksınız.
"Belki hata yaptım ama yanlışım yok."
IMDB: 7.7
7. 12 ANGRY MEN (12 ÖFKELİ ADAM)
Şimdi sırada izleyiciyi filmin içine dahil edip, oval masa etrafındaki sandalyelerden birine oturmuş bir jüri üyesi gibi hissettiren, muhteşem bir eser var. Yoksul bir mahallede gecekonduda yaşayan genç bir adam, babasını öldürmekle suçlanır. 12 kişiden oluşan jürinin vereceği karar bu genç adamı ya özgürlüğüne kavuşturacak ya da idama götürecektir.
Jürilerin çoğunluğu için ise bu genç adamın gecekonduda fakir bir yaşam sürmesi bile suçlu bulunması için yeterlidir. Jürilerden biri olan Davis ise diğerlerinden farklı düşünmektedir. Önyargıların yıkılışının mantıkla ve düşünmeyle olabileceğini göstermeye çalışan bu karakterde sahip olmak istenilen hukukçu özelliklerini bulacaksınız. Hayata ve olaylara dair bakış açınızı değiştirmek için bir fırsat arıyorsanız bu filmi izleyerek başlayabilirsiniz.
“Ne zaman önyargınızı kullanırsanız; o zaman gerçekleri göz ardı edersiniz.”
.jpg)
IMDB: 8.9
8. SUFFRAGETTE (DİREN)
Maud Watts, çocukluğundan beri çamaşırhanede çalışan bir işçidir. Yaşadığı toplumda kadınların daha ağır işlerde çalışıp daha az ücret alması, yaşadıkları toplum baskısı, hak aramanın ayıplanması ve değersizleştirilmesi, maruz kaldıkları psikolojik ve fiziksel şiddet, sindirilmeye çalışılmaları, yurttaş olarak kabul edilmemeleri, oy haklarının bulunmaması vb. durumlar; kadınları oy hakkı için mücadele eden süfrajetlere katılarak mücadele etmelerine ortam hazırlamıştır.
Filmde kapitalist sömürü düzeni, işçilerin durumu, erkek hegemonyası, kadınların gündelik yaşamda ve çalışma hayatında yaşadığı cinsel saldırıları ve tepkilerini görüyoruz. Yaşadıkları olaylara karşın bu eşitsizliğe boyun eğmeyip mücadelelerini fiili eylemlere dönüştürmeleri, bize umut ilkesini hatırlatıyor.
‘’Yasalara saygılı olmamızı istiyorsanız saygı duyulacak yasalar yapın!’’
IMDB: 6.9
9. ANATOMY OF A MURDER (BİR CİNAYETİN ANATOMİSİ)
Suçun pek yaygın olmadığı Michigan eyaletinin küçük kasabalarından birinde avukatlık yapan Paul Bieglar, önemli bir mevkide bulunan Frederick Manion’un karısından aldığı telefonla ilginç bir vakaya dahil olur. Frederick Manion, bir cinayet suçunun tek şüphelisi olarak tutuklanmıştır. Manion suçunu inkar etmez ancak haklı gerekçeleri olduğunu savunur.
Öldürdüğü adam, karısına tecavüz etmiştir ve kendisi de cinayeti bu sebeple işlemiştir. Acaba adalet sistemi nasıl bir neticeye varacaktır? Filmin başında ‘’Bir cinayet nasıl savunulursa katil suçsuz yargılanabilir ki?’’ diye düşünürken ilerleyen zamanlarında yanlışın kime göre yanlış olduğu gibi soruların akılları meşgul edeceği, avukatların diyaloglarını ve imalı sorularını hayranlıkla izleyeceğiniz bir başyapıt.
"Görünüş aldatıcı olabilir."
IMDB: 8.0
10. THE MERCHANT OF VENICE (VENEDİK TACİRİ)
Shakespeare'in dostluk ve aşk, hukuk ve adalet, din olgusu ve sınıf farklılaşması temaları ekseninde örülmüş, etkileyici tiyatro oyununun uyarlama sinema filmi. 16.yüzyılın Venedik'inde Antonio adlı bir tüccar, mallarının denizde kalmasıyla paraya sıkışır ve kötü niyetli bir Yahudi tefeci olan Shylock'tan para ister. Sevdiği kız Bassanio için bu parayı bulmaya çalışan Antonio'nun isteğini Shylock kabul eder. Ancak Shylock, kızı bir Hristiyan'la evli olduğu için ona karşı bir kin beslemektedir. Ona üç ay vadeli, faizsiz borç verse de paranın ödenmemesi durumunda şartlar çok ağırdır. Portia ise Bassani'nun arkadaşını bu zor durumdan kurtarabilmek için kolları sıvar. Diyalogların mükemmel olduğu, bunun yanında müziklerinin de oldukça etkileyici olduğu bu filmi bir çırpıda bitireceksiniz.
‘’Dışardan bakıldığında iyi yanı bulunmayacak kötülük yoktur yeryüzünde’’
IMDB: 7.9
10. A FEW GOOD MAN (BİRKAÇ İYİ ADAM)
Hiç mahkeme salonuna girmemiş olmasına rağmen 60’ın üstünde dava kazanmış ve rahat kişiliği ile tanınan Donanma Avukatı Daniel Kaffe'ye Küba sınırında bir askerin öldürülmesi ile ilgili bir davanın gelmesiyle bütün sorunlar başlar. Bu adalet savaşından bizler birçok ders alıyoruz. Film, hemen hemen herkesin kafasındaki putları kırılıyor. Başından sonuna kadar bugün hâlâ hayatımıza uygulayabildiğimiz derin mesajları olan bu film, izleyen herkeste hukuk okuma isteği doğuran bir başyapıttır. İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
"Kendileri için savaşamayanlar için savaşıyoruz.’’
IMDB: 7.6
10. AND JUSTICE FOR ALL (VE HERKES İÇİN ADALET)
Arthur isimli avukat, genç bir kıza şiddet uygulama ve tecavüzle suçlanan tanınmış bir hakimi savunmak durumundadır. Hakimin gerçekte suçlu olduğunu bilen avukat, vicdanı ve kariyeri arasında bir seçim yapmak durumunda kalmıştır. Film başrollerinden birini canlandıran Al Pacino’nun oyunculuğuyla harika bir seyir keyfi yaşatıyor. Suçluların serbest kaldığı, yargıç ve avukatların anlaşmalar yaptığı ve masumların korumasız bırakıldığı bir adalet sisteminde genç bir avukatın adaletin nereye gittiğiyle ilgili sorgulamalarını konu alır. Meslek hayatınızda karşılaşabileceğiniz ikilemlerden birini işleyen bu mahkeme filmini izlerken ilginç bakış açıları edineceksiniz.
‘’İyi bir avukat mısın? Dürüst müsün?
+ Bilemiyorum. Avukatlığın dürüstlükle pek ilgisi yok dede.
– Dürüst değilsen bir hiçsin demektir.’’
IMDB: 7.4
13. RUNAWAY JURY (KAÇAK JÜRİ)
New Orleans'ta yaşanan vahşi bir cinayet sonrasında hayatını kaybeden Jacob Wood, tam olarak çözülemeyen bir davanın kurbanı olmuştur. İki yıl sonra kocasının kanını yerde bırakmamaya karar veren karısı Celeste, bu cinayetten dolayı büyük bir şirketi suçlu tutmaktadır. Celeste, şirkete dava açar ve bu davada onu dürüst ve güvenilir bir avukat savunur. Ancak dürüstlük ve doğruluk, karşısındakiler için hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Kimin kazanacağını ilk günden belli eden bu dava, adalet ve hukuk kurumlarının kapalı kapıları ardında dönenleri gözler önüne sermektedir.
+Ama ben kör bir adamım.
- Ne olmuş yani? Adalet de öyle değil mi?
IMDB: 8.2
15. AMISTAD
Amistad isimli, Küba'ya giden bir İspanyol gemisinde esir tutulan Afrikalı kölelerden biri, bağlı olduğu zinciri çıkarır ve gemide bir isyan dalgası başlatır. Yaptıkları isyan girişiminde başarılı olan siyahiler, geminin mürettebatını öldürerek geminin kontrolünü ele geçirirler. Uğraşlardan sonra yakayı ele verip yargılanma sürecine giren siyahilerin tek dertleri, en doğal hakları olan özgürlüklerini kazanmaktır. Gerçek bir olayı anlatan filmi izlerken adalet, özgürlük, eşitlik kavramları üzerine bolca kafa yoracaksınız.
''...bir mahkemede en iyi öyküyü anlatan kişi kazanır.''
IMDB: 8.2