DAĞLIK-KARABAĞ SORUNUNA BAKIŞ
Güncelleme tarihi: 13 Kas 2020
Bu yazıda son zamanlarda gündemimizde olan Dağlık Karabağ sorununa bir yaklaşımda bulunulacaktır. Her şeyden önce Dağlık Karabağ sorunu, Azerbaycan ile Ermenistan arasında, Dağlık Karabağ ve Dağlık Karabağ'ı çevreleyen Ermeni kontrolündeki Azerbaycan topraklarındaki etnik çatışma ve toprak anlaşmazlığıdır.

TARİHÇE
Azerbaycan ve Ermenistan, 1922'de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne katıldı. Tarihi olarak iki toplum arasında sorunlu bir alan olan Dağlık Karabağ’da, 1923'te Azerbaycan Cumhuriyeti'ne bağlı özerk bir bölge statüsü kazandı. Moskova'nın bu kararı, Ermenistan yönetimi tarafından hiçbir zaman kabul görmedi.
Sovyetler Birliği'nin dağılmaya başladığı dönem olan 1980'lerde, Birlik çatısı altında on yıllardır üzeri kapanan birçok sorun gibi Dağlık Karabağ sorunu da su yüzüne çıktı.
Moskova'daki yönetimin eski gücünü üzerinde hissetmeyen Dağlık Karabağ'da örgütlü Ermeniler, Sovyetlerin kuruluşunda "Türkiye'yi memnun etmek için bölgenin Azerbaycan'a bağlandığını" iddia ederek Bakü yönetiminden ayrılmayı talep etti ve sorun silsilesi burada başladı. Gösterilerden birkaç gün sonra, 18 Ekim 1987'de, bugün hâlâ sınır bölgesinde zaman zaman yaşanan çatışmaların ilk temeli atıldı.
NEDEN 2020
Zamanlama olarak ise bölgedeki uzmanların, hem Ermenistan, hem de Azerbaycan liderlerinin korona virüs salgını sürecini iyi yönetemediklerini, işsizliğin arttığını ve bu nedenle liderlerin halkın ilgisini başka yöne çekmek için böyle bir çatışmaya girmiş olabilecekleri yorumunu yaptıklarına dikkat çekiyor. Bu durum ele alındığında politikacıların tarihte birden fazla böyle hareketlere başvurduğunu görmek mümkündür.
BBC Rusça Servisi editörü Famil İsmailov da hem Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın, hem de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in siyasi güç ve otoritelerini sağlamlaştırma sürecinde olduklarına dikkat çekiyor.
SONUÇ
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin vermiş olduğu karar, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan Cumhuriyetine bağlı özerk bir bölge olması yönündeydi. Jeopolitik öneme sahip Dağlık-Karabağ bölgesi birçok doğalgaz boru hattının geçtiği bir bölgedir. Haliyle sahip olunmak istenen bir kara parçası sıfatını almaktadır. 1990’lı yılların başından beri Ermenistan işgali altında olan bu bölge korona virüs salgının olumsuz etkileri, işsizlik ve ekonomik sebeplerle beraber hem Ermenistan, hem de Azerbaycan liderlerinin tekrar gündemi olmuştur. Çok yüzeysel anlamda Azerbaycan Cumhuriyeti, yıllar önce kendisine verilen önemli topraklara politik güdüleri de katarak tekrar sahip olmak istemektedir.
HUKUKİ ANLAMDA SONUÇ
Hukuki anlamda bakılacak olursa, Uluslararası hukukun öğretileri arasında bulunan ‘’Misilleme Teorisi (Reprisal) somut durumda Azerbaycan Cumhuriyeti lehine bulunuyor. Misilleme Teorisi, Bir ülkenin yaptığı hukuka aykırı bir eyleme karşı, karşıt ülkenin misilleme olarak yaptığı başka bir hukuka aykırı davranışa verilen isim. Burada önemli nokta şudur ki her ne kadar bağımsız bir şekilde değerlendirildiğinde bu eylem "hukuka aykırı" olsa bile, karşıt ülkenin eylemine cevaben yapıldığı için hukuka uygun kabul edilir. Dağlık-Karabağ işgaline verilen yanıt uluslararası hukukun öğretilerine dayandırılarak açıklandığında hukuka uygun bir fiil şeklindedir.
Yazar: Mert DİNÇER
KAYNAKÇA:
*https://tr.wikipedia.org/wiki/Da%C4%9Fl%C4%B1k_Karaba%C4%9F_sorunu
*https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54330024
*https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-53439230
*Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi KAÜİİBFD Cilt, 8, Sayı 16, 2017
ISSN: 1309 – 4289 E – ISSN: 2149-9136
*Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 15 /2 (2013) 191-208