2017 öncesi ikili yapıda olan yürütme organı monist bir yapıya dönüştürülmüştür.
Bunun neticesinde, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandum sonucu kabul edilen anayasa değişikliğinde, 9 Temmuz 2018 tarihinde yürürlüğe girmesinden itibaren geçerli olacak şekilde, Cumhurbaşkanı için özerk bir düzenleme alanı oluşturmaya yönelik düzenlemeler yapılmıştır.
Bu yeni dönemde Cumhurbaşkanı, kanuna ve anayasaya aykırı olmamak koşulu
ile yürütmenin diğer düzenleyici işlemlerinden ayırıcı nitelikte olarak kanuna dayanmaksızın yürütme gücünü; çıkaracağı Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile tek başına
kullanabilecektir. Fakat Cumhurbaşkanı’nın Cumhurbaşkanı Kararnamesi çıkararak düzenleyebileceği alan için nasıl bir yorum yapılabilir?
Anayasa’daki ‘’Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır.(Madde 104/17)’’ hükmünün bir istisnai alanı var mıdır?
Bu alan sadece Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile mi düzenlenebilir yoksa aynı zamanda aynı hususu düzenlemeleri halinde kendisini ilga edebilen kanun karşısında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi belirli konular dahilinde kanuna karşı bir
çekirdek alana sahip mi?
Yani Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi bir Mahfuz Alan’a sahip mi?
Doktrinde büyük bir tartışma konusu olmuş olan yürütmenin menfaatine bir
mahfuz alan tartışması çeşitli yönlerden bakıldığında şu şekilde açıklanabilir:
LAFZİ YORUM YÖNTEMİ ÜZERİNDEN
Örneğin, Anayasa Madde 106/11’de “Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri
ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi ile düzenlenir.” hükmü yer alır. Anayasa koyucunun “belirlenir’’ şeklinde ifade
etmesi bu hususta parlamentonun kanun ile düzenleyemeyeceği bu hususun sadece
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenebileceğini ifade eder niteliktedir. Aksi halde bu hüküm “belirlenebilir’’ şeklinde ifade edilseydi aynı zamanda kanun ile de düzenlenebilir nitelikte olacaktı. Bu duruma zıt olarak Anayasa’da bir düzenleme yapılmış olsaydı Madde 123/3’te olduğu gibi “… kanunla veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenir.’’ şeklinde belirtilirdi. Anayasa’da Cumhurbaşkanı’nın şahsen yetkilendirildiğini 2017 değişikliklerinin yapılma sebebinden anlayabiliriz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırılan sistemde Cumhurbaşkanı, Meclisteki çoğunluğun kendine muhalif olması ihtimaline karşı ancak dokunulmaz çekirdek bir alan içinde çıkarabileceği kararnameler neticesinde doğrudan halk tarafından seçilmesi dolayısıyla halka karşı olan siyasi sorumluluğunu yerine getirebilecektir. Bu durum haliyle Anayasa’nın 8. Maddesinde
belirtilen İdare’nin Kanuniliği ilkesine bir istisna oluşturur niteliktedir.
YASAMA YETKİSİ’NİN GENELLİĞİ VE YÜRÜTME YETKİSİ’NİN
KANUNİLİĞİ VE TÜREVSELLİĞİ ÜZERİNDEN
Bu hususta aklımıza Türk Hukukunda bugüne kadar gelenek haline gelmiş olan
yasama yetkisinin ilk-el, asli ve genel bir yetki; yürütme yetkisinin ise ikincil, tali ve
tamamlayıcı bir yetki olduğudur. Bu ilkeler ışığında, Cumhurbaşkanı’na verilmiş olan
kararname yetkisinin özerk bir yetki olması ve kendi için dokunulmaz çekirdek bir alan yani mahfuz bir alan oluşturması mümkün değildir. Bu hususta yapılan lafiz yorum yetersiz
kalmaktadır. Çünkü Anaysa Madde 104/19’daki gibi “Anayasada münhasıran Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenmesi öngörülen konularda kanun çıkarılamaz ’’
gibi bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılan
hususlarda Madde 104/22 uyarınca TBMM’nin aynı hususta kanun çıkarması üzerine ilgili
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükümsüz hale gelecektir. Anayasa Koyucu aynı durumda
bulunan kanunları Madde 104/19 ile güvenceye almıştır. Eğer Anayasa aksi bir tutum
sergileseydi Cumhuriyetimiz için hayati derecede önemli olan Kuvvetler Ayrılığı ilkesine ucu dokunan bu konuyu açıkça düzenlerdi. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin bir mahfuz alana sahip olması durumunda zaten Anayasamızda düzenlenmiş olan “Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır.’’ (Madde104/21) anlamsız olacaktır. Yine de başlıkta belirtilen ilkeler ve Anayasa’nın bu konuyu genel olarak “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Cumhurbaşkanı’nın yürütme yetkisine ilişkin huşularda çıkarılır.’’ şeklinde belirtmesi üzerine aynı konuya ilişkin durumları tekrardan “…Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenir’’ haliyle ayrıca düzenlemesiyle ilgili doktrinde birbirine bu denli zıt yorumların yapılabileceği bir konu hiç şüphesiz muğlak bir durum ortaya çıkarmaktadır. Neticede bu konu Anayasa Mahkemesi tarafından bu güne kadar açıklığa kavuşturulmamıştır. Anayasa Mahkemesi, bazılarına göre mahfuz alan olarak nitelendirilebilecek alanın içerisindeki konularda çıkarılan kanunların Anayasaya Aykırılık teşkil edip etmeyeceğini karara bağlamalıdır.
KAYNAKÇA
*Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku Dersleri(Bölüm 13 syf.334-335, Bölüm
14)
*http://dergipark.org.tr/tr/pub/sduhfd/issue/46654/584912
*https://ayam.anayasa.gov.tr/media/5902/yavuz-atar.pdf
*https://www.anayasa.gov.tr/media/6104/seref_iba.pdf
*http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2017-3/1.pdf
*https://www.lexpera.com.tr/tezler/cumhurbaskani-nin-duzenleyici-islemleri =
*(https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp) Tez No:
542072
*https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2019/09/AHMET-YAYLA.pdf
*https://www.anayasa.gov.tr/media/6101/lokman_yeniay.pdf
*https://www.anayasa.gov.tr/media/6105/turan_yildirim.pdf
*https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/749759
Comments